Eski bir sesin vardı
Merdiven boşluklarında yankılanan
Kimsenin dinlemediği bir şarkıydı belki
Ya da çoktan unutulmuş bir repliğin son yankısı
Balkonlarından sarkan rüzgârların var senin
Perdelerini uçuran, kapılarını çarpan
Anılarını sokak lambalarına fısıldayan
Sessizliğin ortasında çırpınan bir afiş gibi
Birkaç uykusuz gecen var
İçine gömdüğün saatler
Ömrünü çeyrek dilimlere bölen takvimler
Sigaranın ucundaki titrek ışık gibi
Sönmeye hazır ama yanmaya inat eden
Aklın, köşe başlarında bekleyen bir tren gibi
Hiç varmayacağı bir istasyona doğru
Hareket etmeye tereddüt eden
Kollarında yorgun bir güvercin
Gözlerinde asfalttan sıçrayan bir ışık huzmesi
Neden burada olduğunu sormazsın artık
Çünkü bazı sorular
Cevaplarını bulmadan eskir
Ve bazı insanlar
Bir afişin solgun yüzüne dönüşür zamanla.