Ben terk edildim,
Ama siz oturun lütfen,
Çünkü bu uzun sürecek!
Hayat dedikleri organizasyonun
Yönetim kurulundan kovuldum geçen pazar,
Sebep: Sebep çok,
Yani duygusal bir iflas!
(Şirket içi yazışmalar mevcuttur.)
Şimdi sabahları uyanıyorum,
Ama kimse günaydın demiyor bana—
Bunu bir başarı sayıyorlar bazı felsefelerde,
Ben ise hep eksik hissediyorum.
Martı ile konuştum geçen,
“Benimle misin?” dedim,
“Havaya göre değişir,” dedi.
Onunla ironik bir dostluk kurduk.
Ve ben —
Ben artık yalnız değilim,
Çünkü delirme şüphesiz bir çoğul eylem!
Bir de aynayla barıştım bu ara,
Her sabah “Sen yine varsın!” diyor bana,
Sanki yok olma hakkımı gasp etmiş gibi.
Olsun…
Bir terk ediliş, bir ayna,
Bir adam…
Modern bir trajedi yazıyorum üç kişilik!
İşin kötüsü,
Sen gittin diye değil,
Ben hâlâ seni bekliyorum diye canım sıkılıyor.
Çünkü beklemek —
Yani birini beklemek —
Yani onun artık gelmeyeceğini bile bile beklemek —
Modern zamanların en soylu aptallığı!
Ve ben…
Ben bir şair değilim, olmadım hiç.
Sadece
Eski bir cümlenin yüklemiyim.
Kimi zaman edilgen,
Çoğu zaman —
Çekimli bir yalnızlık!