Bazen en çok düğmeler kopar gömleklerden,
Bir daha dikmeye üşenirsin,
Sonra alışırsın eksikliğe,
Kapanmaz ama dert etmezsin.
Bazen en çok pencere pervazına yaslanırsın,
Bir sigara, bir kedi,
Bir de geç kalan akşam…
Hepsi birbirine benzer,
Ama hiçbiri tutmaz eskisinin yerini.
Sonra en çok yollar uzar,
İstasyondan kalkan trenler,
Sokağın köşesinden kaybolan insanlar,
Ve senin bir türlü varamadığın yerler…
Öyle işte,
Hayat dediğin, küçük eksilmelerden ibaret.
Bir düğme, bir pencere, bir yol.
Ve bir gün bakarsın,
Sen de eksilivermişsin.