Bir akşamüstü, kentin solgun ışıkları altında
Yalnızlığın sesi yankılanır duvarlarda.
Beklemek, diyorum, ne garip bir eylem,
Zamanın durduğu, anıların çoğaldığı.
Bir kahve fincanında soğuyan umutlar,
Pencerede asılı kalan bakışlar.
Gelmeyen bir otobüsün ardında bıraktığı
Tozlu yollarda kaybolan ayak izleri.
Özlemek, diyorum, ne derin bir sızı,
Göz kapaklarının ardında saklı bir yüz.
Sesini duymadığın şarkıların melodisi,
Ellerinin değmediği kitapların sayfaları.
Ve beklemek, yeniden,
Her günün sabahında tazelenen bir umutla.
Belki bir gün, diyorum,
Geleceksin ansızın,
Ve bütün bu bekleyişler anlamını bulacak.