Bir şey var, dokunuşunda saklı,
Rüzgârın uğradığı bir sahil gibi,
Gelip geçici değil, kök salan,
Ve ben, hep orada kalmak isterim.
Bir şey var, gülüşünde belki,
Çocukluk hatıraları kadar tanıdık,
Ama her defasında yeniden şaşırtan,
İnsanı kendine esir eden.
Bir şey var, bilirim sen de farkındasın,
İki kelimeye sığmaz, tariflere sığmaz.
Adını koymaya çalışsak, eksilir;
Dokunmasak, yok olur belki.
Ve ben, gitmek istemem artık,
Çünkü o şey — adı olmayan o şey —
Beni kendine çağırır,
Ve ben hep inanırım, hem de nasıl.