Bir kar tanesi düştü alnıma,
Ömrü kadar kısa bir serinlik,
Bir anlığına ferahlık,
Sonra eriyip kaybolan.

Şehir, beyaza bulanmış,
Ama sen bilirsin,
Bütün o beyazlığın içinde
Ne kadar siyah olduğunu gecenin.

Bir çay söyledim, içi dumanlı,
Karşısına oturttum kendimi,
Baktım,
Sokak lambaları üşüyor,
Kaldırımlar titriyor,
Biriken sessizlik dizlerime kadar.

Kar yağıyor, ağır ağır,
Herkes eve çekilmiş,
Sanki dünya susmuş gibi.
Ama içimde fırtına,
Ama içimde eksik bir ses.

Kimdi giden?
Kimdi kalmayan?
Kimdi şimdi, tam bu masada
Bir iz bırakmadan kalkan?

Ve kar yağıyor,
Sessiz, kimsesiz, Tıpkı içimdeki gibi.