The Windborne City
Yol uzun, adımlar eski Gömleğimde yol tozları, ceplerimde paslı saatler Bir adam durmuş, sigarasını yakıyor Dünya dönüyor, kimse fark etmiyor Gökten düşen kuşları sayıyorum Her biri bir hikâye, kimisi unutulmuş Bir çocuk kaldırımlara tebeşirle yazıyor “Sonsuzluk tam olarak nerede başlar?” Caddeler gürültülü, yüzler sessiz Bar köşelerinde unutulmuş şarkılar var Her nota bir sokak lambasına asılı Yandığında hatırlanacak, söndüğünde unutulacak İstasyondan bir tren kalkıyor İçinde oturanlar, hiç varamayacakları yerlere gidiyor Ben de öyle, ama biletim yok...