Bugündeste - IV

Geceye Kadar Açık Bir Şehir Arıyorum Ayaklarım beni yine aynı sokağa götürdü. Bir tarafı ekmek kokuyor, Diğer tarafı hatıra. Şurada yürümüştük, Şurada telefonda konuşmuştuk, Şimdi gönlüm sıyrılıyor her geçişimde Duvardaki grafitiler bile benden yaşlı, Bir tanesi hâlâ aynı şeyi yazıyor: “Seni seviyorum Gülten.” Gülten kim bilmiyorum, Ama sevmişler, Yüz kat boya geçse üstünden silinmiyor. Kaldırımlarda yürüyen gölgemi izliyorum. Benden önde gidiyor. Ben hâlâ kendime yetişememişim. Bir şehir düşün: Her sokağında eski bir cümle bırakmışsın....

May 10, 2025 · 1 min · Moya

Bugündeste - III

Kendimle Konuşurken Yakalandım Aynadaki adamla anlaşıyoruz artık, Eskiden öyle değildi, Bir sabah aynada kendime “günaydın” dedim. Cevap vermedi. Göz kırptı sadece. Hani böyle, Yıllar önce arayıp da ulaşamadığın bir dostu Tesadüfen sokakta görünce Yapıştıramazsın ya kelimeyi, Aynı o mahcubiyet. Dedim ki: “Ne ara bu kadar sus pus oldun?” Yüzümü buruşturdu. Şikâyetim ona değilmiş gibi… Sustum. Oturduk karşılıklı — Ben ve benim dünden kalan hâlim. Ben anlatmaya başladım, O dinledi....

May 8, 2025 · 2 min · Moya

Bugündeste - II

Kayıp Eşyalar Kutusunda Kendime Rastladım Çok uzak bir yaz öncesiydi, Bir temizlik furyası başlatmıştım evde. Temizlik dediysem… Süpürgeyle değil, Geçmişle savaşıyorum! Bir kutu buldum, Üzerinde “lazım olur” yazıyor — Sanki gelecekten mektup! Açtım kutuyu: Bir düğme! Sahibini hatırlamıyorum ama… İlik ilik içime dokunuyor. Bir kırık kalem ucu, Ucunda çocukluğumdan kırıntılar — Hayret! O zaman da bu kadar içli mi yazıyordum ben? Yoksa sadece silgiyi eksik mi kullanmışım? Bir bilet çıktı,...

May 6, 2025 · 1 min · Moya

Bugündeste - I

Doğduğum Gün Beni Kimse Aramadı Doğduğum gün evde sessizlik varmış. Ne davul çalınmış, Ne de komşular balkondan sarkmış. Zaten kışmış… Ve bizim apartmanın anteni o gün kar yağınca tamamen çekmemiş. Annem “geldi bu da dünya telaşına” demiş, Babam herkesten daha rahatmış adı gelmiş dünyaya, Kadın doğum katında herkes aynı çorbayı içiyormuş: Merak, azıcık endişe ve bolca yorgunluk. Ben doğarken ağlamışım. Herkes gibi. Ama hemşire “bu çocuk başka ağlıyor” demiş....

May 5, 2025 · 1 min · Moya

Poem IV

Mazide kaldı gülüşün, şimdi sessizliğin hükmü var, Ey aşk, hangi aynada unuttuk kendimizi? Ruhumda açan çiçekler soldu birer birer, Yıkıntılar içinde arıyorum seni — Ellerin yok artık, gözlerin uzak… Mum ışığı gibi titriyor hatıran gecede. Gözyaşlarımda yankılanır adın, Öyle ince bir sızı ki, kalbimin en kıyısında, Kırık bir keman sesi gibi yankısız, Çaresizliğin eşiğinde suskun bir dua gibisin, Ebeliğin kucağında bekleyen bir veda…

April 30, 2025 · 1 min · Moya

I Put Myself on Trial - XIII

(Kapanış) Sandalyeyi geri çekiyorum, altımdan değil, altına sakladığım korkuların üstünden. Yavaşça… Ayakta durmayı öğrenmiş biri gibi. Titreyen bacaklarım var hâlâ, ama bu kez titrediğimi gizlemiyorum. Kapıyı açık bırakıyorum. Gelen olmazsa da mesele değil artık. Ben artık giden değilim. Kalan da değil. Olduğu yerde duran biriyim sadece. Ve bu hiç fena değil. Kalbimin üstünü örtmüyorum bu kez, görünsün istiyorum. Üzerinde yürünmüş gibi belki, ama hâlâ ritmi var. Ve ritim, darbe almadan öğrenilmiyor zaten....

April 25, 2025 · 1 min · Moya

I Put Myself on Trial - XII

(Son Duruşma) Bugün son duruşma. Dosya kalın, sayfa çok, ama sesim dingin. Çünkü artık çığlık atmadan da anlatabiliyorum: Ben sevdim. Kırıldım. Aldandım. Aldatıldım. Ve çoğu zaman sadece gözlerine değil, yokmuşum gibi davranmana üzüldüm. Seni özledim. Bunu itiraf etmek kolay değil, Çünkü kimse artık kimseyi özlemiyor gibi davranıyor. Ama ben… Gece uykusuzluklarının bir kısmını sen tuttun içimde. O yüzden bu da bir itiraf değil, bir teslimiyet. Kavgalarda susmam gereken yerde bağırdım....

April 24, 2025 · 1 min · Moya

I Put Myself on Trial - XI

(Artık Anlıyorum) Artık anlıyorum… Sana değilmiş bazı kelimelerim. Ben kendime bağırıyormuşum meğer, “Gitme” dediğimde… Aslında “kal” demek istediğim benmişim kendime. Artık anlıyorum… Her terk edilişte aynı kapıyı çarpmaz insan. Kimi susarak gider, Kimi bağırarak… Ama en acıklısı, Sen hâlâ konuşurken onun çoktan gitmiş olması. Artık anlıyorum… Bazı eksiklikler tamamlanmaz. Bazı yaralar da geçmez. Ama zamanla canını acıtmamayı öğrenirsin, Yani… dokunabilmeyi. Korkmadan. Saklamadan. Artık anlıyorum… “İyiyim” demek bir zafer değil....

April 22, 2025 · 1 min · Moya

I Put Myself on Trial - X

(Sokağa Çıkarken Giyilen Kırıklar) Bugün dışarı çıktım. Terapi odasının “görüşmek üzere” cümlesinden Bir adım sonrasıydı bu. Ve bilmiyorum neye hazırdım — Ama hazır olmamakla yola çıkmak arasında Çok da fark kalmamıştı artık. İlk adımı attım. Kaldırım, ayağımı tanımadı. Şehir hâlâ aynıydı, Ama ben… Ben başka bir şeydim artık. Yani hâlâ bendim, Ama birkaç eksik parçanın yerini sessizlik almıştı. Bir pastane camında gördüm Çocuklar pasta yedi, Ben sadece izledim. Yan masada bir çift güldü,...

April 21, 2025 · 1 min · Moya

I Put Myself on Trial - IX

(İçimdeki Küçük Çocuğa Mektup) Merhaba küçük ben, Yazıyı okuma yazman gelişmeden okuyamayacaksın belki, Ama bil ki… Bu sana. Saklambaçta hep son kalan haline, Ağladığında “bir şey yok ki ya” diye geçiştirilen gözlerine, Yanan sobaya basılan ellerine, O her şeyi fazlaca hisseden yüreğine… Seni unuttuğumu sanma. Büyüdükçe üstüne kat çıktım, Ama o en alt katta hâlâ sen varsın. Çoğu gece oradan geliyor sarsıntılar. Uyuyamamam bundan. Sen hâlâ bir şeylerin hesabını soruyorsun içeriden....

April 20, 2025 · 1 min · Moya