I Put Myself on Trial - XIII

(Kapanış) Sandalyeyi geri çekiyorum, altımdan değil, altına sakladığım korkuların üstünden. Yavaşça… Ayakta durmayı öğrenmiş biri gibi. Titreyen bacaklarım var hâlâ, ama bu kez titrediğimi gizlemiyorum. Kapıyı açık bırakıyorum. Gelen olmazsa da mesele değil artık. Ben artık giden değilim. Kalan da değil. Olduğu yerde duran biriyim sadece. Ve bu hiç fena değil. Kalbimin üstünü örtmüyorum bu kez, görünsün istiyorum. Üzerinde yürünmüş gibi belki, ama hâlâ ritmi var. Ve ritim, darbe almadan öğrenilmiyor zaten....

April 25, 2025 · 1 min · Moya

I Put Myself on Trial - XII

(Son Duruşma) Bugün son duruşma. Dosya kalın, sayfa çok, ama sesim dingin. Çünkü artık çığlık atmadan da anlatabiliyorum: Ben sevdim. Kırıldım. Aldandım. Aldatıldım. Ve çoğu zaman sadece gözlerine değil, yokmuşum gibi davranmana üzüldüm. Seni özledim. Bunu itiraf etmek kolay değil, Çünkü kimse artık kimseyi özlemiyor gibi davranıyor. Ama ben… Gece uykusuzluklarının bir kısmını sen tuttun içimde. O yüzden bu da bir itiraf değil, bir teslimiyet. Kavgalarda susmam gereken yerde bağırdım....

April 24, 2025 · 1 min · Moya

I Put Myself on Trial - XI

(Artık Anlıyorum) Artık anlıyorum… Sana değilmiş bazı kelimelerim. Ben kendime bağırıyormuşum meğer, “Gitme” dediğimde… Aslında “kal” demek istediğim benmişim kendime. Artık anlıyorum… Her terk edilişte aynı kapıyı çarpmaz insan. Kimi susarak gider, Kimi bağırarak… Ama en acıklısı, Sen hâlâ konuşurken onun çoktan gitmiş olması. Artık anlıyorum… Bazı eksiklikler tamamlanmaz. Bazı yaralar da geçmez. Ama zamanla canını acıtmamayı öğrenirsin, Yani… dokunabilmeyi. Korkmadan. Saklamadan. Artık anlıyorum… “İyiyim” demek bir zafer değil....

April 22, 2025 · 1 min · Moya

I Put Myself on Trial - X

(Sokağa Çıkarken Giyilen Kırıklar) Bugün dışarı çıktım. Terapi odasının “görüşmek üzere” cümlesinden Bir adım sonrasıydı bu. Ve bilmiyorum neye hazırdım — Ama hazır olmamakla yola çıkmak arasında Çok da fark kalmamıştı artık. İlk adımı attım. Kaldırım, ayağımı tanımadı. Şehir hâlâ aynıydı, Ama ben… Ben başka bir şeydim artık. Yani hâlâ bendim, Ama birkaç eksik parçanın yerini sessizlik almıştı. Bir pastane camında gördüm Çocuklar pasta yedi, Ben sadece izledim. Yan masada bir çift güldü,...

April 21, 2025 · 1 min · Moya

I Put Myself on Trial - IX

(İçimdeki Küçük Çocuğa Mektup) Merhaba küçük ben, Yazıyı okuma yazman gelişmeden okuyamayacaksın belki, Ama bil ki… Bu sana. Saklambaçta hep son kalan haline, Ağladığında “bir şey yok ki ya” diye geçiştirilen gözlerine, Yanan sobaya basılan ellerine, O her şeyi fazlaca hisseden yüreğine… Seni unuttuğumu sanma. Büyüdükçe üstüne kat çıktım, Ama o en alt katta hâlâ sen varsın. Çoğu gece oradan geliyor sarsıntılar. Uyuyamamam bundan. Sen hâlâ bir şeylerin hesabını soruyorsun içeriden....

April 20, 2025 · 1 min · Moya

The Extraordinary

(Tarihte Bugün: Güzel Bir Hatıranın Düğüm Noktası) Tarihte bugün. Ne gün ama! Nasıl tarif etsem bilemedim, Kelime dağarcığım var, Ama o gün — Sözlüklerin maaşını hak etmediği bir gündü! Soğukta saatlerce beklemek mi mutluluk, Yoksa uzun aradan sonra kavuşmak mı? Soğuktu, evet. Ama mutluydum. Hem de “yokuş aşağı düşen umut” gibi değil… Gerçekten mutluydum. Bir saatten fazla bekledim, Yüzüm üşüdü, ellerim ceplerle kavgada — Ama içim ısınmıştı. Sen geliyordun çünkü....

April 20, 2025 · 2 min · Moya

I Put Myself on Trial - VIII

(Yaralarını Sevme Eğitimi 101) Bugün eğitime başladık. Katılımcı sayısı: bir. Konu: “Kendine zarar vermeden, Kendine nasıl sarılır insan?” İlk ders: “Ağlamak utanılacak bir şey değildir.” Çünkü gözyaşı bazen en doğru tanıdır. Kendine koyamadığın teşhisi Bir damla tuzlu su koyar yerine. İkinci ders: “Her eksiklik kayıp değildir.” Çünkü herkes gidince boşluk kalmaz, Bazen sadece sessizlik olur. Ve sessizlik… Korkutucu evet, Ama ilk kez kendini duyarsın orada. Üçüncü ders: “Yara izleri haritadır....

April 19, 2025 · 1 min · Moya

I Put Myself on Trial - VII

(Duygu Durumu Bozuk, Görüşmeye Açık) Bu kez kendi içimde yetemedim kendime. O yüzden duruşmayı bir terapistin odasına taşıdım. Oturduk karşılıklı, Birimiz profesyoneldi, Diğeri profesyonel şekilde dağılıyordu. “Bugün nasılsın?” diye sordu. Dedim: “Dışardan bakınca sabit, İçeriden duyunca kargaşa!” Not aldı. Kaleminin ucunda hafifçe titreyen bir sessizlik vardı. Anlattım: “Bazen çok iyiyim, Sonra bir çatal kaşığın sesiyle darmadağın.” “Bazen gülüyorum, Sonra biri onun ismini yanlışlıkla andığında Bütün kaslarım eski haline geri dönüyor....

April 18, 2025 · 1 min · Moya

I Put Myself on Trial - VI

(Kalabalıkta Tek Başına) Bugün duruşmayı dışarıda yaptım. Şehir hakimdi, Yabancılar jüri. Arkadaşlar toplandı bir barda, “Unut artık,” dediler. Sigaralarını birbirlerinden istediler, Ama bana nefes vermeyi unuttular. Gülümsedim. Dedim, “Ben unutmadım, ama Artık her an hatırlamıyorum.” İnandı mı kimse? Hayır. Ama bu şehirde zaten kimse kimseye tam inanmıyor. Sonra bir yabancı geçti yanımdan, Çantasından düşürdüğü kitap Tam eski sevgilimin okuduğu kitaptı. Tesadüf? Bilemem. Seçicilik mi algıda? Bilemem. Almadım yerden. Çünkü bazı anılar,...

April 17, 2025 · 1 min · Moya

I Put Myself on Trial - V

Bugün el sıkıştım yokluğunla. Sıra bende değildi, Ama ben demledim çayı. O sade içti. Ben de. Zaten eskisi kadar şekerli değilim artık. Anlaştık: Sen gelmeyeceksin, Ben de seni beklemeyeceğim. En azından beklememeye çalışacağım. Ama… Bazen bir sokak ismini duyunca içim burkulabilir. Bunu da antlaşmaya madde olarak ekledik. Madde 4: Rüyama girebilirsin, Ama sabah silik hatırlanacaksın. Madde 7: Şarkılarda aklıma gelirsen, Sadece iç çekeceğim, ağlamayacağım. Gözlerimin dolmayacağına garanti veremiyorum. Madde 11:...

April 16, 2025 · 1 min · Moya