Against Everything
ben ne güzel susarım duvar diplerinde elimi cebime koymuşum, düşünceye karşı simitçiden kalma susam var avcumda bir inat, bir boşvermişlik — hayata karşı çay soğumuş, ekmek bayat gazete okunmamış, manşet tanıdık devletin dili suskun, vatandaş uykuda kulağımda bir ezan, öbüründe rakı şarkısı ikisi de aynı geliyor artık kulağa tanrıya karşı, içkiye karşı ben yürürüm, kaldırımlar bilir beni, bilmezmiş gibi yapan devlet memurları “gelme bir daha” diyen mektuplar sakat sandalye bacağı gibi yamuk saatler zamanın çarpıklığına karşı...